DUVAR – Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Bolu’daki otel yangını faciası hakkındaki bilirkişi raporuyla kendisini aradığı ve açmadığı açıklamasına yanıt verdi.
TV100’de yayımlanan Erdoğan Aktaş ile Eşit Ağırlık programına konuk olan Millet Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Sinan Burhan, Tunç’un açıklamasını canlı yayında aktardı.
“Özgür Bey bana ulaşamayan birisi değil. Birçok konuda beni arar ve görüşürüz. Kendisi de bilir çok husus da yardımcı oluruz” diyen Yılmaz Tunç, “Bu kez evet aradığı doğrudur ve ulaşamadı. Çünkü telefonunu bilerek açmadım. Yapmış olduğu dezenformasyona kızdım. 78 vatandaşımızı kaybettiğimiz acı olay üzerinden manipülasyon yapmasını büyük bir sorumsuzluk olarak gördüm” ifadelerini kullandı.
CHP’nin yangınla ilgili hazırladığı rapor için bir kez daha “korsan metin” nitelendirmesinde bulunan Tunç, şöyle devam etti:
“Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmamış imzasız korsan bir metni rapor diye paylaşıp sosyal medya mesajı yayınlamadan önce arayıp gerçeği öğrenmek isteseydi kendisini aydınlatırdım. Gerçek olmayan bir bilgiyi sırf soruşturmaya karşı kafa karışıklığı oluşturmak için yayması sonrasında beni araması bu konuda iyi niyetli olmadığını gösteriyor.
Öncesinde arayıp ‘Nedir gerçek’ diye sorması gerekirken bunu yapmayarak gerçek niyetini aslında gösteriyor. Milletimiz müsterih olsun, İstanbul Teknik Üniversite’nin konusunda en yetkili profesörleri yangın yerinde incelemelerini yaptılar. Mevzuatımıza göre kimler sorumluysa, ucu nereye kadar dokunursa dokunsun 78 canımızın hesabını tarafsız ve bağımsız yargı soracak. Sonuna kadar takipçisiyiz.”
Özel ne demişti?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün İzmir’de yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
“Adalete dün bir müdahale geldi. Buna karşılık da biz inisiyatif kullandık ve gerekeni yaptık. 7 kişilik bir heyet görevlendirdi. Bu heyet bir raporu hazırlandı. 4 savcı ve 7 bilirkişi rapora son şeklini verdiler. Rapordaki özet şu: Sorumlular arasında İl Özel İdaresi ve bakanlık var. Bolu Belediyesi’ni sorumlu görmüyor. Raporu böyle kabul etmiyorlar, ‘Bunu değiştirin belediyeyi ekleyin, bakanlığı çıkarın’ diyorlar. Bakanlıktan Bolu’ya ve bilirkişilere baskı geliyor. Bunu duyduğum anda Adalet Bakanı’nın aradım. Bunu duyduğum anda süreçle ilgili teminat vermiş olan İçişleri Bakanı’nı aradım. Bir bakanımız Malatya’daydı. Diğeri herhalde meşgul olduğu işe nasıl tepki göstereceğimizi bildiği için o gün bizimle iletişim kurmamayı tercih etti.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı aradım. Kendisine süreçle ilgili bendeki bütün bilgileri aktardım. Bu raporu kabul etmeyip hatta heyete ‘Siz görevden çekilin, başka heyet gelsin yeni rapor hazırlansın’ dendiği anda yaptım. Heyetin raporunu da kamuoyuyla paylaştım. Adalet Bakanı bu rapora ‘korsan rapor’ dedi. Bu ne demek? Sahte rapor demiyor. Bir şey nasıl korsan olur? Yetkilendirilmemiş birilerinin yazdığı bir rapor olması lazım. Yetki yazısı soruşturma dosyasının birinci sayfasında var. Demek ki heyet korsan değil, rapor korsan değil, sahte değil. Neye korsan diyor? Ele geçiriliş yöntemine. Bir şey sahibinin rızası olmadan zorla ele geçirilirse ona korsanlık faaliyeti denilebilir. Rapor gerçek, ele geçirme yöntemi korsan. O rapor, Adalet Bakanı’nın malı değildir, milletin malıdır.”
(HABER MERKEZİ)